Furude Project: Gizem Karşıtı ve Fantezi Karşıtı

Gizem Karşıtı ve Fantezi Karşıtı

|

[Anti-Mystery & Anti-Fantasy]

[u18]

Bu yazıyı okumadan önce, Umineko bölüm 18'i bitirdiğinizden emin olun.


Ryukishi07:
Gizem ve fantezi kelimelerini muhtemelen sıkça duyuyorsunuzdur, ancak söz konusu 'gizem karşıtlığı' ve 'fantezi karşıtlığı' olunca, duyma şansınız pek yok gibi. 'Karşıtlığın' arkasındaki genel fikir nedir? Burada, nacizane bir şekilde bunu belirtmeye çalışacağım.

Fantezi karşıtlığı için muhtemelen konuşulacak pek bir şey yoktur.Yaşadığımız bu dünyada fantezi ve benzeri şeylerin olması imkânsızdır. Ne tür bir süslü peri masalı olursa olsun, eninde sonunda, bunları hepsi birer kurgudur. Gerçekçi olsa bile, bazı öğeleri abartıdır; yalnızca bir politik ya da yapma hikâyedir.

Bana dünyanın 7 günde Yaratan tarafından yaratıldığına inandığınızı söylemeyin sakın? Ya da Izanagi-no-Mikoto'nun, [1] Japonya'yı mızraklarıyla yarattığına...? Bu gibi şeyleri big-bang, meteorlar ve tektonik plakaların yükselmesi gibi şeylerin kombinasyonu ile açıklayabileceğimiz çok barizdir.

Bu gibi şeyleri, tarih derslerinizde açık yüreklilikle söyleyebilenler; "Fantezi Karşıtları" dünyasına hoşgeldiniz.
Bu gibi şeylere inanıyor rolü yapanlar, ya da inananlar, sizler de lütfen "Fantezi Karşıtları" dünyasına biraz buyrun.

Cadıların ve büyünün var olması mümkün değildir. Herhangi bir durumda, gerçeği mantık yoluyla açığa çıkarabiliriz. Pek çok insan bunu savunuyordur. 'Fantezi karşıtı'. Başka bir deyişle, bu bizim temelimizdir, aklımız; sağduyumuz. Sizler asla Umineko no Naku Koro Ni'ye teslim olmazdınız. Çünkü cadıların ve büyünün var olmasının hiçbir yolu yoktur.

'Fantezi karşıtlığının' son derece doğal bir açıklaması burada sona eriyor, haydi şimdi 'Gizem Karşıtlığından' konuşalım.

Gizem karşıtlığından konuşmadan önce, gizemden bahsetmemiz gerekir. Gizem hakkında konuşmak için bunun gibi ince bir kitapçığın sayfaları yetmez. Bu yüzden, konuşmayı sade bir biçimde ilerletmek istiyorum.

'Gizem' dediğimizde bu, 'otantik gizemi' anlatıyor. Daha kaba, ancak basit bir şekilde açıklamam gerekirse; klasik gizem, okuyucunun hikayenin ortasında verilmiş bilgi doğrultusunda, anahtar cevaplar verilmeden önce, doğru yanıtı bulmasına denir.

Gizemin ana fikri budur ve kesinlikle 'otantik' diye adlandırmak uygundur. Aynı anda hem bir okuma materyali, hem de okuyucu ile yazar arasındaki bir akıl yarışmasıdır. Bu bağlamda, otantik gizemi, diğer bütün roman çeşitleri arasında bir 'oyuna' en çok benzeyen olarak algılamak mümkündür.

Başka bir deyişle, yüksek seviye bir otantik gizem, karmaşık bir aritmetik bilmece oyunu olmalıdır. Bu da, ünlü yazarların yazdığı pek çok şaheserleri sayesinde, yüksek seviyeye ulaşacak seviyede arınmış olması anlamına gelmelidir. Ancak, arınmış bir otantik gizem, kısa bir sürede belirli bir sorunla karşılaşır. Bu zor ve ünlü soruna 'son kısım Queen problemi' denir. [2]

Son derece basit bir şekilde açıklayacak olursam, 'son kısım Queen problemi', dedektifin (okuyucunun) bilebileceği şeylerin, o konu hakkındaki bütün bilgi olduğunun ıspatlamasının imkansız olduğunu söyler. Harika bir dedektif, muhtemelen ona verilen bütün ipuçlarını ve delilleri kullanıp, mükemmel çıkarımlar ve mantıklı düşünceler üretir. Ancak, çıkarımının doğru olması için tek bir ön koşul vardır.

Bu da, dedektif tarafından incelenen bütün deliller ile bilgilerin 'tam' olmasıdır. Pek çok durumda, dedektif, suç mahalini baştan sona araştırır ve bütün deliller ile kanıtları bulup onları listeler. Ancak; 'Dedektifin henüz bulmadığı bir X kanıtının' varlığını reddedemeyiz. Başka bir deyişle, eğer keşfedilmemiş ve nihai bir X kanıtı göz önüne alınırsa, dedektifin vardığı noktanın tamamen tepe taklak döneceğinin olasığını reddetmek imkânsızdır.

Yani; pek çok kanıttan bir sonuç çıkarmanın yanı sıra, dedektifin 'keşfedilmemiş başka kanıtlar yok' gerçeğini kanıtlaması zorunluluğu doğar. Elbette, bunu kanıtlamak şeytan beyannamesidir. (probatio diabolica) ...... Başka deyişle, elimizde şöyle bir şey geçiyor; dedektifin çıkarımının doğru olduğunun kanıtı mümkün değildir. Tamamen mantıklı olması gereken otantik gizem, bu sefer mantıklı bir cevap gösterememe ikilemine düşüyor.

Hikâye sırasında birisi bize kaç kere 'bir ana anahtar vardır' diye açıklarsa açıklasın, ana anahtarın bir kopyasının var olduğu olasığını reddedemeyiz. İmkânsız olduğu açıklansa bile, karakterin bilgisinin dışında bir kopyanın yapıldığı olasılığını da asla reddedemeyiz. Kopyalanması imkânsız bir şekilde şekle sahip olsa bile, 'henüz bilinmeyen bir teknolojinin onu kopyalayabileceği' olasılığını reddetme sınırına erişemez.

Olay yerini ilk keşfeden kişi yalan söylüyor olabilir, polisin yargı sonucu yanlış olabilir. Suçlu tarafından rüşvet verilmiş olabilirler, ya da dedektifi yanlış sonuca yönlendirmek için bir şeyi örtbas etmeye çalışıyor olabilirler... Bütün bunlar ve 'varsayılan hariç bütün olasılıkları' tamamiyle reddetmezsek, sonucun sunumuna bile varamayabiliriz. Ancak, söylememe gerek yok tabii, bu imkânsızdır.

Uç bir noktadan örnek vereyim, dedektifin (okuyucunun) inanılmaz mantıklı çıkarımlar ile suçlunun kendini ele verdiğini düşünelim...... Çok önemli ve keşfedilmemiş bir X delilini ve suç ortağının sahte bir itiraf ile gerçek suçluyu koruduğu olasılığını reddedemeyiz.

[Higurashi spoilerları! 1. Sezon]

Mesela, Higurashi no Naku Koro Ni [1. Sezon] Watanagashi-hen'de [Pamuk sürükleme Bölümü, 5-8. bölümler] bu ikilemin bir motif olarak kullanıldığı bir nokta var. Meakashi-hen'deki [Göz Açma Bölümü / Dedektif Bölümü, 16-21. bölümler] açıklamadan önce, neredeyse bütün okuyucular, Watanagashi-hen'deki suçlu hakkında yanılmıştı. Çünkü yalnızca Watanagashi-hen ile suçlu, çıkarım yolu ile 'neticelenmişti.'
Yani, __ kişisi katildi ve 'varsayım o zaman doğruydu'.

Ancak, Meakashi-ken'de, Watanagashi-hen'de bilinmeyen yeni bilgiler ortaya çıktı ve gerçek katilin başka bir karakter olduğu keşfedildi. Meakashi-hen'i izleyen / okuyanlar için mantıklı bir çözümdü, ancak yalnızca Watanagashi-hen izleyenlerin bu sonuca ulaşmaları mümkün değildi.

Ancak, 'Watanagashi-hen'deki çıkarımın oluşma yolu 'hatalı' değildi. Katil olarak yanlış kişiye ulaşmış olsanız da, çıkarımınız 'o zaman' doğruydu. Çünkü, o an elinizde olan bütün bilgilerle ulaştığınız gerçek bir çözümdü. Ancak tek bir şey kesin. Watanagashi-hen'deki katil tanımlaması yanlıştı.

'Son kısım Queen problemi' budur. Sonrasında, okuyucu / izleyici Meakashi-hen'in sonucunda kesin gerçeğe ulaşıp, onu kavramıştır. Ancak yine de, Meakashi-hen'i bitirince bile, onun asıl gerçek olduğunun hiçbir garantisi yoktur. 'Son kısım Queen problemi' olduğu sürece.

Çok mantıksız bir örnek, fakat ilerleyen yıllarda Ryukishi07 bir [Gerçeği açığa çıkarma bölümü] yazsa ve Higurashi no Naku Koro ni - Gerçek olarak yayımlasa, "Watanagashi-hen ile Meakashi-hen'deki gerçek açığa çıkıyor, hatta aslında katil, hiç ummadığınız __!" dese, Meakashi-hen'deki gerçek silinip, üstü başka bir gerçekle örtmülmüş olacaktır.
(Bu adil olmayan şey bile, eğer 3 bölümü (Watanagashi-hen, Maekashi-hen ve Gerçeği Açığa Çıkarma Bölümü) bir bütün olarak ele alırsak, adil olacaktır.
Ne kadar ek bilgi olsa bile, sonradan eklenip eklenmediğini kanıtlamak imkânsız olacaktır.
'Son kısım Queen problemi' olduğu sürece, istenildiği kadar yeni bilgi eklemek mümkün olacaktır.
Ne de olsa, keşfedilmemiş bilginin varlığını reddetmek imkânsızdır.)

Bir özür olarak yazıyormuşum gibi olacak ancak, Watanagashi-hen ile Meakashi-hen, aynı senaryonun iki farklı görüş açısıdır. Sonradan eklenecek bir şey olmayacaktır....... Elbette böyle desem bile, söylediğim şeyin doğruluğunu kanıtlamam mümkün değildir.

Yani demek istediğim şey, cevap ne olursa olsun, ister gerçek (kâhin), ister yazar (tanrı)!, mutlak değildir.
Gerçek, hikâyenin en üst tanrısından -yazar- bile daha üst tabaka bir META varlığın ellerinde pek çok kez şekil değiştirebilir. Bu meta-varlık, yazarın gelecekteki halidir.
Başka bir deyişle, son derece kaba bir ispat ancak, 'son kısım Queen problemi' olduğu sürece, gizemin; imkânsız bir bilmece olması ikilemine düşüyoruz.

Gizemin, tamamen gizem olmaya çalışması sonucunda kendi varlığını reddetme derecesine gelmesi ne ironiktir.

Buna, içindeki ironik anlamı katarak 'Anti Gizem' diyorum.

Meta Kurallara Dair

'Şeytanın delili' olduğu sürece, biz ve dedektif, keşfedilmemiş bir X'in varlığını reddedemeyiz. 'Şeytanın delili' kırılmadığı sürece, gizeme kafa tutacak niteliklere sahip bile olamayız. Gözlerinizin önünde insanlar ölür, saklı odalar inşa edilir, şüpheli deliller etrafta dolaşır, ancak bütün bunlara rağmen, bir sonuç çıkarmaya bile başlayamayız.

Suçların işlendiği yerde araştırma yapmak yerine, kanıtların incelenmesi ve tanıklardan alınan ifadeler var!
Her şeyden önce 'onu' kontrol etmeliyiz. 'O', yani, ..... 'şu anki bütün bu kanıtlarla bir sonuca varmak mümkün müdür, değil midir?'. Tarihteki büyük dedektifler, hiçbir şeye başlamadan önce, suç mahalinde başlarını kaldırıp, büyük tanrıya (yazara) sorarlar.

"Bu dünya (yazılan eser), bir otantik gizem mi (sonuca varmak mümkün mü)?!"
Sonra, Tanrı cevaplar.
"Evet. Bu eser bir otantik gizem.
O yüzden bunu çözmen kesinlikle mümkün, o yüzden rahatla ve çıkarımlarına başla."

Sonra, dedektif 'Ooh, bunu duymak güzel' diye düşünüp rahatlar ve gizeme kafa tutar, göğsünü sıvazlar ve nihayet olay mahalini araştırmaya başlar. Gerçek cinayetlerde bile, böyle bir sahne yaşanabilir. Polis, olay yerini çevreleyen yeri kapadıktan ve kameraları uzak tuttuktan sonra, dedektif ellerini çırpıp gökyüzüne bakar.

"Aah, Tanrım! Bu davayı çözmek mümkün olacak mı?! Eğer söylemezsen, araştırma yapıp sonuçlara varamayacağız...!! Ne de olsa, eğer bir sıradışı gizem, garip bir gizem ya da belirsiz bir fantezi macerası ise, sonuca varmayı denesek bile işe yaramayacaktır!"

Ancak, gerçek hayat sorunu olduğu için, Tanrı ona cevap vermeyecektir. Sonra, vahiy gelene kadar ellerini çırpmaya devam mı edecekler? Vahiy gelmezse, soruşturma kapanacak mı?

Bu durumu hatırlayınca ve 'Ne saçmalık, ne gerzeklik!!' diye düşününce, ilk defasında 'Gizem Karşıtlığı' kavramının mümkün bir şey olduğunu farkettim. İnsanlar, bütün bilmecelere mantıklı bir aritmetik cevap aramaya çalışır. İlk bakışta zekice gibi gelir, ancak çok büyük bir hatadır.

'Bilmecenin, doğru cevabın mantıklı bir biçimde verilebilecek bir şey olduğu bize önerilinceye kadar', insanlar bilmeceye kafa tutamayacaklardır. Böyle bir önerme de asla verilmeyecektir.

Başka bir deyişle, insanlar entellektüelliği kontrol ettiklerini ve gizemleri sonuca bağlayabilecekleriyle övünedursunlar, pratikte, Tanrı'dan bir sertifika olmazsa, beyinleri, fikirleri ya da düşünceleri olmayan, cahil, beceriksiz, ham ve beyinlerindeki gri hücrelerin bir kısmını bile kullanamayan birer türdür. Bir terliksi hayvan ile aynı seviyedeki zekamızdan başka hiçbir şeyi yok demektir.

Beatrice'nin, Umineko no Naku Koro Ni'deki küçümsediği şey tamamen budur. Her ne kadar her şeye coşkulu bir biçimde aritmetik cevaplar arasa da, buna kafa tutmalarının mümküniyeti garanti değildir.
Boksla kıyaslarsak, yalnızca kazanabileceği bir rakip ile dövüşmesini isteyen bir boksöre benzer. Cadı Beatrice için, cadıları reddetmekte hevesli olan ve gerçeği mantıkla açığa çıkarmak isteyen insanlar da bu kadar gülünçtür.

Beatrice:
Umineko No Naku Koro Ni'nin 1. bölümünü bitirdiğinizde (Anime; 5. bölüm), gizeme kafa tutabilmiş miydiniz?
Kafa tutmak için tereddüt etmiştiniz, çünkü otantik olup olmadığına dair bir bilgi almamıştınız, değil mi?
Kafa tutmak için tereddüt etmiştiniz, çünkü bütün kanıtların gösterildiğine dair bir kanıtınız yoktu, değil mi?

...... Kuukuukuuku!!
Aptaaaal!
Hayatının neresinde böyle bir kanıtın vardı, söyler misin bana? Liseye giriş sınavlarınızda, Tanrı'ya sorduktan sonra sınavı geçeceğiniz açığa çıkmayınca, geçememiş miydiniz sanki? Kuuhiihyaahahahahahahaha...!
Yani anneniz 'benim küçük oğlum kesinlikle sınavı geçecektir' demeseydi, sınavı geçemeyecek miydiniiiiiiiiiz??
Kuuhiihihihihihihihihi

İnsanların konuştuğu gizemlerin ne kadar değersiz olduğunu anlamayı başardınız. Ve benim gülme isteğimi de anlamayı başardıysanız, "Gizem Karşıtı" dünyama hoşgeldiniz. 'Bu dünyada, bilimin açıklayamadığı pek çok şey olduğunu' söylerler, değil mi? Doğru. Bu dünyada her şeyi kusursuzca kanıtlamak imkânsızdır. Ummadığımız bir X'i ummak her zaman mümkündür. Bunu da hiç kimse reddedemez!
Mantık mııı?
Gizem mi?
Aahyahahahahahahahahahahaha!!
Aptaaaaaal!
Küçük çocuk gizem kütüphanesinden yeni bir kitap satın aldığında, onu okuması için önce annesine sormalı. Sonra ona, 'bu kitabı benim çözmem mümkün mü' diye sormalı, annesi de onayladığında, okumalı. Yalnızca annenizin sizin için çiğnediği bebek mamasını yemeniz de pek bir iyi olacaktııııır, Uuhyeehyaahyaahyaahyaaaa!!

Ronove:
Hanımefendi, bu şekilde konuşmak çok uygunsuz.

Beatrice-sama'nın kullandığı 'kırmızı gerçeğin' buna karşı bir antitez olduğunu söyleyebiliriz. 'Kırmızı gerçek' ile söylediği şeyler, tıpkı bir tanrının sözleri gibidir. Herhangi bir delil ya da kanıt olmaksızın, gerçek olur. Eğer o, kırmızı gerçek ile 'kapının kilidi, yalnızca ana anahtar tarafından açılabilir' dediyse, bundan bir şeyler çıkarmaya çalışmak tamamen gereksizdir. Maymuncuk ya da misina ile kapıyı içerden açmaya çalışmak gibi şeyler düşünmek, tamamen gereksiz olacaktır. Eğer 'ana anahtarların sayısı 5tir ve kapı kilitleri yalnızca onlar tarafından açılır. Kopyaları imkânsızdır.' diye eklerse daha da kusursuz olur.

Ancak açık olalım ve en iyisini sona saklayalım. Kendisini gerçek olarak nitelendiren 'kırmızı gerçeğin', gerçekten de gerçek olduğunu kanıtlamak, Hanımefendi için bile imkânsızdır. Sanırım aranızda Hanımefendi'nin kırmızı gerçeğinin gerçekten de güvenilip güvenilmeyeceğinden hâlâ şüphelenenleriniz var.

Aynen öyle. Bu dünyada, gerçek olduğunu kanıtlayabileceğiniz bir gerçek yoktur. O yüzden o gerçeğe inanıp inanamayacağınızı sorduğunuzda, şu soruyu soracağım.

'Ona inanabilir misiniz?'

Muhtemelen siz de çok geçmeden bir sevdiğinizi eş olarak isteyeceksiniz. O gün geldiğinde, rahip size o soruyu soracaktır. [Bu kişiyi seviyor musun, evliliğe kabul ediyor musun?] O zaman bile, onun söylediği gerçeğin, gerçek olup olmayacağını kanıtlayamayacağınızı mı söylemek isteyeceksiniz......? Puukukukukukuku.

Cadıyı reddetmek için, onu, cadı ile insan arasında bir oyun düellosuna davet etmeniz gerekir. Ancak, cadının 'kırmızı gerçeğinin' tamamen gerçek olduğuna inanmanız gerekir. Cadıya kafa tutmak için bir oyun olsa bile ve ona inanmasanız bile, cadının dediğine inanmak zorunda kalmanız tamamen gülünç bir çelişki olacaktır.

'Kırmızı gerçek' kuralını ilk duyduğunuzda ve Hanımefendi'ye buna inanıp inanamayacağınızı sorduğunuzda, Hanımefendi bunu dedi. 'Seninle bir oyun oynuyorum. Oyunun kuralları kutsaldır!! Bununla dalga geçen kesinlikle oynamaya nitelikli değildir!!

'Puukuukuuku...!
Eninde sonunda, sizin Hanımefendi ile kutsal bir güven bağı sayesinde ilişkiniz var. Bir şeytanın bile kıskanacağı bir şey. Puukuuku....

Bu dünyada herhangi bir gerçek yok. Bu dünyadaki yegâne element olduğu söylenen 'aşk' bile bir yanılsama ve fanteziden ibaret. Her şeyi gizem ile açıklamaya çalışıp fanteziyi reddetmeye çalışan, sevmeye ve sevilmeye nitelikli değildir.

'Gizem karşıtı' mısınız? Yoksa 'Fantezi karşıtı' mı?

Hohou? Duruma göre hangisi daha uygunsa onu mu kullanıyorsunuz?
Yapılması en akıllı şey bu olurdu, sanırım.

Arkadaşlarınızın abartılmış cesaret hikâyelerinde, fantezi karşıtlığını kullanın.
Uygunsuz rüyalarla sarhoş olmak istediğinizde, gizem karşıtlığını.
Uyuyamadığınız gecelerde, müzik kutusunu.

Öyleyse, iyi geceler, millet...



Aşk bir yanılsamadır, bir yanlış anlama.
Karşılıklı aşk, karşılıklı olarak sevilmenin karşılıklı olarak yanlış anlaşılmasıdır.
Nişanlanmak ise, bu yanlış anlaşılmadan hayatınız boyunca uyanmamak için edilen bir sözdür.

────Ronove


(SON)

[1] Izanagi, Yunan Mitolojisindeki Uranus'un karşılığıdır. Efsaneye göre Izanagi ve eşi Izanami, Japon adalarını yaratmak için okyanusa gökten bir mızrak batırıp çekmişlerdir.
[2] Buradaki Queen, Ellery Queen'e ithafen isim bulmuştur. Kendisinin son romanlarında çok sık karşılaştığı bir problemdi.

Original translation to English belongs  to theacefrehley of Animesuki.
Türkçe çeviri @ Skullchukka

2 yorum:

BooGeMaN dedi ki...

Vay anam vay ellerine sağlık kardeşim süper olmuş :) yazı çok güzel diğer yazılarıda 4 gözle bekliyorum.Çok güzel bir yazı yazmış Ryukishi07 herşeyi çok güzel anlatmış ( zaten böyle yazılar da lazım çünkü animeyi izlerken nasıl düşünülmesi gerektiği başta 1 problem oluyo bu yazı sayesinde nasıl düşünülmesi gerektiğini anlayıp ona göre olayları yorumlayabiliriz artık ) çok sağolasın kardeşim diğer yazıları en kısa sürede çevirirsin inşallah.

Lady dedi ki...

Ellerine sağlık Skullchukka. Çok önemli bilgilerdi.

Yorum Gönder

Eleştirileriniz, yorumlarınız, önerileriniz bizim için önemli. Blogger'dan kaynaklanan yorum gönderememe sorunu olabilir. Bu durumda 2. bir kere yorum gönder'e tıklayınız.